Davayı açanlar arasında 70'li yaşlardaki bir grup İsviçreli kadın bulunuyordu. Davacı aktivist kadınlar, iklim değişikliğinin neden olduğu sıcak hava dalgalarının kendi yaş gruplarını daha fazla etkilediğini iddia etmişti.
Mahkeme yaptığı inceleme neticesinde İsviçre'nin karbon salımlarını azaltma taahhütlerinin "son derece yetersiz" olduğuna hükmetti.
Mahkeme kararda, İsviçre makamlarının karbon bütçesi ile ilgili başarısızlığı da dahil olmak üzere, ilgili yerel düzenleyici çerçeveyi uygulamaya koyma sürecinde kritik boşluklar bulunduğunu tespit etti. Ayrıca Mahkeme, İsviçre'nin daha önce sera gazı emisyonu azaltma hedeflerini tutturamadığına da dikkat çekti. Bu doğrultuda AİHM, İsviçre makamlarının, Sözleşme'nin 8. maddesi uyarınca pozitif yükümlülüklerine uygun olarak ilgili mevzuatı ve tedbirleri tasarlamak ve uygulamak için zamanında ve uygun şekilde hareket etmediğine de karar vermiş oldu.
Bu kararın, İngiltere dahil olmak üzere Avrupa'daki birçok ülke için de örnek teşkil edebileceği belirtiliyor.
Davacılar, kendilerini "KlimaSeniorinnen" olarak tanımlayan bir grup, İsviçre'deki sıcak hava dalgaları sırasında evlerini terk edemediklerini ve sağlık sorunları yaşadıklarını ileri sürdüler.
Mahkeme sonrası Reuters haber ajansına konuşan Rosemarie Wydler-Walti, "Bu sonuca hala inanamıyoruz. Avukatlarımıza 'Bu gerçek mi?' diye sorduk" diyerek karardan duydukları sevinci dile getirdi.
AİHM, benzer iklim değişikliği davalarıyla ilgili olarak iki ayrı başvuruyu ise kabul edilebilir bulmadı.
Kararın çevre davaları açısından dönüm noktası olmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Kıbrısın Sesi Haber Merkezi
