Aytotorolu hoca "çirkef yatağının ortasında gülistanlık olmaz." dediydi, seneler önce..

Çirkef artık her tarafa bulandı. Arif Hasan Tahsin'in Sultanlık topraklarındaki televizyon kanalında, "ben senden daha Kıbrıslıyım" derkân köşe yazısında Gıbrızlıların dilinde siğara söndürme fantezisi olan holloya "....iktir" çekmesinin üzerinden 22 sene geçti.

Arif hoca başı dik bu dünyadan göçüp gitti. Siğara tutkusu devam eden yüzsüz, şimdilerde asfalt sorumlusu Ebisdad. Asar, keser. Herkes da söylediğini yer, yutar.

Arif Hasan Tahsin Vakfı, Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) ve Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) dün doğru adresteydiler.

Herkesin bildiği ama söylemekten korktuğu, kuzeydeki Sultanlığın Kıbrıslıların iradesini "gasp ettiği" gerçeğini 82'inci il valiliği önünde dile getirdiler.

Lafta mangalda kül bırakmayanların, "işgal" sözünü ağızlarına alırlarsa biber sürüleceğinden ve "Allah esirgesin" (!) iktidarı bir daha göremeyeceklerinin korkusuyla süt dökmüş kediye dönenlerin dile getiremeyeceği sözler ettiler.

Öte yandan cesurca sorular soran bir TV sunucusunun programına çıkan Baş Maşa, "Şampiyon Meleklerin valiliği hedef alan  Adalet yürüyüşüne neden katılmadınız?" sorusuna "isdeñ galiba Sultan Hazretlerl benl falakaya yatırsın..? Başga soru sor oğlum. Bak Dünyayı gezmeye devam ederim. Cuma gidiyorum Afrika'ya.. Ahdettim, Avustralyaya da gideceğim. Konya'yı zaten gördüm. Dünyayı da gezeyim.." diye cevap verdi.

Ha iktidar, ha muhalefet...

Bronzoñ yemezsa......

*********************************

Güney Afrika'daki Gauteng eyaletinin Westonaria ilçesinde bir ahbab, hesap açtırmak için bankaya gitmiş.

Hesaba yatıracak nakit parası olmadığı için de, para yerine "peçeli Baykuş"unu vermeye çalışmış..

Banka yetkilileri şaşırdıkları bu taleb karşısında, "sadece yasal ödeme araçlarını kabul edebileceklerini" söyleyip müşterinin isteğini geri çevirmişler. Hemen arkasından da "Baykuş Kurtarma Merkezi"ni arayarak baykuşu sahibinin elinden almışlar.

Bizimkiler duymasın...

Memlekette bayguş çok. Kredi çekmek isdeyen gece "puhu" avına çıkacak bundan sonra.. Sahte devletcikde olur mu, olur... Hasba çıkarsınnar.. Olan Yaban Hayatı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezine olacak. Zaten egzotikmiş efendim deyi, Gıbrız'a uyum sağlayamayacak hayvancıkları kapan getirir bunun içine. Allah Kemal Basat'a güç, guvvat versin. Sabır dilerim vallahi....

*******************************

  • Be Elmaziyeee...!!! Bunnar şaşırtdı artık... Kırk yıllık ekmeğiymiş, aşıynan yapacaklarımış...

  • Nedir be Siddiga söylediğiñ? Daha gaveciğiñi içmediñ galibam da onun içün gaybeddiñ pusulayı... Ne aşısı guzzum?

  • Buydayın tohumunun içinden alacaklarmış aşıynan emberi yon mu bişey, goyacaklarmış, darı, nohut hem bezelya, bir da dayansın daha fazla deyi tozcuklar da... Neyimiş, beyaz ekmeğin lifi azımış...

  • Yörü gızım işiñe.. Biz alışdık ezelden hazırlaylım mayacığı goylum dama ay şafkırkân, görsün ayışığını 3 gece. Sonra yoğurasıñ çöreciği o mayaynan hem mahlebinan, atasıñ üsdüne sısam hem garacocco. Sonra salasıñ şinyaynan yakdığıñ furuna. Kes yanına dün yapdığıñ hellimi, bir da domadez.. İsdemeñ başga yemek yeyesiñ... Lifimiş goycaklar.. Bilmezler artık ne bok yesinner....

*********************************

Dianellos Siğara Fabrikasının bir da müdürü var ya be arkadaşlar, hani tükürüğünan gonuşur. Hani utanmasa kuzeydeki Devlet-i Aliyye-i Erdoğaniyye'nin her birimindeki soytarıların .okunu yemeğe hazır olan. Annadıñız siz kim olduğunu.

Bu, Baş Maşa ondaykân, "egemen devletciğin" kurallarını bozup "ben neçün eksik galayım? Hep o gidecek? Aha benda ona vekalet etmeyceyim, Sultanlığa gideceğim" dedi ve gitti.

Memlekette tek derdimiz makamsız galmamızmış gibi muhalefet gagdı oturdu. "Otorite boşluğu oluştu, ganunsuzdur." deyi komik bir demeç verdi. Halbuki Vali bundaydı, endişe etmeyiñ.

Neysa

Bizim müdür kısgandı Baş Maşayı, çıkdı televizyon programına.

Manamucuk ispiker çok dertliymiş. Ağlak ağlak dert yandı bizim müdüre, "ben Kıbrıs’ı çok seviyorum ama oraya gelince araba kiralamaya korkuyorum. Siz koooocaaamaaaan müdürsünüz. Lütfen üzerinde çalışın. Sizden rica ediyorum. Neymiş o İngiliz yasası? Onu değiştiriverin, trafik sağdan aksın. Eminim siz de trafiği sağdan istiyorsunuz değil mi? N'olur, n'olur..!!!" dedi.

Seniñ müdür her zamanki gibi bir gerindi, yakası kirli beyaz gömleğinin düğmeleri hazır patlasınıdı..

"Ben zaten Sultanlığa her türlü itaat etmeyi ve buraşda ne varısa egemen devletciğimizde da o  olsun isderim. Yoksa Rumlar geçmişde olduğu gibi bizi keser. Bardon gancelli...!! Yani özür dilerim. Son cümlenin bu olayla alâkası yok. Türkiya'ya gelinca, bir heyecan dutar beni.." dedi...

*************************

İşgal tüm hızıyla devam ediyor..

Yabancıların 1 evden fazla mülk edinmesini yasaklamak için Siğara Fabrikasında komite kuruldu.

Peki "yabancı" kim?

Türkiye hariç diğer tüm devletlerin vatandaşları.

Yani TC vatandaşları "yabancı" tanımlamasına girmiyor.

Efendim "KA KA TE CE'yi tanıyan ülkeler" bu tanımlamaya girmezmiş. Bu ülkeler yani 'biz da ahmağık da inandık ya',  "sadece Türkiye" vatandaşları 3 ev ve 80 dönüme kadar tarla alabilirlermiş.

Yalandan kim ölmüş?

Uluslararası konjektürde, Birleşmiş Milletler nezdinde "egemen devletciği" RESMİ olarak tanımayan, kulüpler düzeyinde bile "aman bizi uluslararası yarışmalardan dışlarlar. Sakın haaa...!!" tutumundaki Türkiye sözüm ona sahte devleti tanıyormuş.

"Sizi biz kurtardık.. İstediğimiz gibi at koştururuz. Sizi gidi pis yerliler.." deyip mallara konuyorlar anlayacağınız. Sonra da "pis siyonist yahudilerFilistin topraklarını satın alarak halkı vatansız kıldılar" diyenler de aynı zümre...

"Azınlıkta galdık, ne yapacayık. Bir şey desek, yeller yutallar bizi.." diye gorka gorka bugünlere geldik.

"N'apacañ" derdi rahmetlik bubam.

"Kelle gulumra..."

**********************

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RFS) tarafından her yıl ölçülen "Basın Özgürlüğü Endeksi"nde, bölünmüş adamızın kuzeyi geçen yıla oranla 14 basamak gerileyerek 90'ıncı sıraya düştü. "Açık Turuncu" renkle "sorunlu" kategorisinde yer aldı. Kıbrıs Cumhuriyeti de aynı renkte ama biraz daha iyi durumda. 65'inci. Kuzeydeki Sultanlık zaten "Koyu Kırmızı". Yani "çok ciddi tehdit altında".

Bölünmüş adamızın kuzeyindeki sorunlar, "çıkar gruplarının medyayı ele geçirmesi", Sultanlığın emriyle gazetecilere açılan ceza ve tazminat davaları", herkesin bildiği üzere "sahte devletin resmî yayın organının Saray ve atanmışların borazanlığını yapmış olması" ve en önemlisi "biatçı yaklaşımın kendini gazeteci olarak tanıtan şakşakçılara prim verip, diğerlerine uyguladığı otosansür" olarak sıralanmış..

Biz o "biatçı otosansür"e takılmadan yazmayı becerebilen gazetecilerin yürekliliği sayesinde, köşe yazılarımızla sizlere ulaşmaya çalışıyoruz.

Bu yürekli gazeteciler azınlıkta olmalarına karşın doğruları paylaşmaya devam ediyor. Onlar devam ettikçe biz de onların yanında "suya sabuna" özelikle dokunarak köşelerimizde yazmaya devam edeceğiz.

Gorkan, siziñ gibi olsun....

Yusuf Nidai

4 Mayıs 2024

[email protected]

Bronzo: boru, delik. Argo anlamı: anüs

Aytotoro: Dillirga bölgesinde bir köy

Hollo: Ahmak

Hasba: tehlikeli çıban, yara. Hasba çıkarmak: beddua sözü (hastalık geçirme)

Guvvat: Kuvvet

Buyday: Buğday

Şavk: Işık. Şafkırmak: aydınlanmak

Garacocco: Çörek otu

Şinya: çitlembiğe benzeyen reçineli bir tür ağaç

Furun: Fırın

Manamu: Zavallı

Gulumra: Cehennem topuzu da denen, turpgillerden bir sebze