10-11 Nisan tarihlerinde Almanya'yı ziyaret eden Avrupa Parlementeri Niyazi Kızılyürek ve çalışma arkadaşları bir dizi temaslarda bulundu.
Hristiyan Demokratlar (CDU), Sosyal Demokratlar (SPD), Yeşiller (Die Grüne) ve Hür Demokratların (FDP) yetkilileri ile Almanya Parlamentosunda bir araya gelen Kızılyürek, Alman Dışişleri bakanlığında da temaslar yaptı, diplomatlarla görüş alışverişinde bulundu.
SPD’nin Dış İlişkiler Sözcüsü Nils Schmid, CDU’nun dış ilişkiler ve Avrupa komitesi üyesi Jürgen Hardt, Yeşillerden Max Luks, Almanya-Kıbrıs parlamento grubu başkan Derya Türk, Nachbaur ve FDP’den Avrupa sözcüsü Thomas Hacker ile görüşen Kızılyürek, temaslarını Bilim ve Politika Vakfı’nda (Stiftung Wissenschaft und Politik) verdiği bir konferansla tamamladı.
“İki toplum işbirliğine yönelmeli”
Kızılyürek, Alman siyasetçi ve diplomatlarla yaptığı görüşmelerde, Avrupa Birliği’nin Kıbrıs Sorununa bakışını gözden geçirmesi gerektiğini vurguladı ve Kıbrıs’ta iki toplumun Avrupa Birliği’nin enstrümanlarıyla kurumsal işbirliğineyönelmesinin önemine işaret etti.
Kızılyürek, Federal Kıbrıs’a giden yolda iki toplumun eğitimden kültüre, ekonomiden enerjiye kadar pek çok alanda işbirliği yapabileceğini söyledi. AB’nin, kuruluş aşamasında izlediği uzlaşma ve yakınlaşma politikalarına benzer politikaların Kıbrıs’ta da uygulanabileceğini belirten Kızılyürek, bu fikirlerin hayata geçirilmesi için Almanya’nın desteğini istedi.
Kıbrıslı Türk Avrupa parlamenteri Niyazi Kızılyürek, görüşmelerinde AB vatandaşı Kıbrıslı Türklerin karşı karşıya kaldıkları sorunları da dile getirdi. Kıbrıs’ın güneyinde banka hesabı açmak, vatandaşlık ve Erasmus programına katılmak gibi sorunları dile getiren Kızılyürek, Kıbrıs Türk toplumunun AB ile ilişkilerinin ileriye götürülmesi gerektiğini vurguladı ve bunun AB kararlarının bir gereği olduğu kadar, ülkenin yeniden birleşme perspektifi açısından da elzem olduğunu söyledi.
Son olarak, Türk-AB ilişkilerine de değinen Avrupa Parlamenteri, Türk-AB ilişkilerinin yeniden ivme kazanmasının önemini vurguladı ve bunun hem Türkiye demokrasisi ve Türk-Yunan ilişkileri, hem de Kıbrıs Sorununa olumlu yansıyacağını belirtti.
