Kılavuzun girişinde çevre farkındalığının tarihsel süreci şu satırlarla anlatılıyor:

“Ekoloji ile ilgili konular, 20. yüzyılın ortalarından itibaren uluslararası toplum tarafından tartışılmaya başlandı. Çevre konularına ilgi 19. yüzyıla dayansa da bu konuda evrensel bir farkındalığın oluşması daha sonra yaşandı. Dünya Savaşı sonrası döneminde sanayileşme, kentleşme ve savaşların çevre üzerindeki ağır olumsuz etkileri sonucunda ekolojik aktivizm yükselişe geçmeye başladı. Ekoloji hareketi içerisinde farklı gruplar doğanın korunması, nükleer karşıtı mücadele, kitlesel tüketimin yükselişi, kirlilik ve biyolojik çeşitlilik gibi konulara odaklandı. Taban çevre örgütleri ile uluslararası ve yerel ittifakların baskısı, çevre sorunlarını gündemlerine dahil etmeleri için uluslararası kurumlar üzerinde önemli baskı yarattı. Bunun bir sonucu olarak 1972 yılında Stockholm’de düzenlenen BM Konferansı’ndan bu yana çevre, uluslararası konferanslarda ele alınması gereken temel konulardan biri haline gelmiştir.

Endüstriyel kirlilik, 1970 ve 1980 yılları arasında BM çerçevesinde tartışılan sorun alanlarından biri olmuştur. Daha sonra dikkatler küresel iklim krizine neden olan biyolojik çeşitlilik, iklim değişikliği, kentleşme ve insan alışkanlıkları gibi diğer alanlara çevrilmiştir.

İnsan faaliyetleri nedeniyle meydana gelen iklim değişikliği ekoloji hareketlerinin odaklandığı en kritik alanlardan biridir. İklim değişikliği tüm canlıların yaşamı için önemli bir tehdit olmaya devam etmekte, aynı zamanda bir bütün olarak toplum, ekonomi ve kalkınma için de ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Fosil yakıtların kullanılması, ormanların tahrip edilmesi, ağaç ve bitkilerin kesilmesi ve hayvancılık gibi insan faaliyetlerinin sürekli artması çevreye zarar vermektedir.”

Osman Kavala 2 bin 389 gündür hapiste Osman Kavala 2 bin 389 gündür hapiste

“KIRMIZI ALARM” TEŞKİL EDİYOR

İklim krizi ve küresel ısınmayla ilgili birçok bilimsel veri paylaşılırken, küresel ortalama sıcaklık şimdiye kadarki en yüksek seviyesine ulaşmış durumda.

Kılavuzun girişinde bu konu ile ilgili olarak, şunlar paylaşıldı:

“2011-2020 arası en sıcak on yıl olarak kaydedilmiş ve küresel ortalama sıcaklık şimdiye kadarki en yüksek seviyeye ulaşmıştır. İnsan faaliyetlerinin etkisi, iklimin son 2000 yılda görülmemiş bir oranda ısınmasına neden olmuştur. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) yakın tarihli raporuna göre, son beş yıl 1850’den bu yana kaydedilen en sıcak dönem olmuştur. İklim değişikliğinin yüzde 90’ının nedeni insan faaliyetleridir. Hava sıcaklığı ve deniz seviyeleri başlangıçta tahmin edilenden daha hızlı artmaya devam edecektir. Yakın tarihli bu bilgiler, Dünya’yı paylaşan tüm insanlar için bir ‘kırmızı alarm’ teşkil etmektedir. Tüm sorumluluğu üstlenmenin ve iklim kriziyle mücadeleye başlamanın artık zamanı gelmiştir. (……) IPCC, derhal harekete geçmememiz durumunda 12 yıldan da kısa bir süre içinde insan kaynaklı hataların geri dönüşünün olamayacağını belirtmektedir.

Çevre aktivisti Greta Thunberg’in de dediği gibi, ‘Bir krizde nasıl davranırsanız öyle davranmanızı istiyorum. Sanki kendi evimiz yanıyormuş gibi davranmanızı istiyorum. Çünkü gerçekten de yanıyor.’”

KIBRISIN SESİ HABER MERKEZİ