Cinsiyet ve Mağduriyet Bağlamında Gaslighting:
Söylemler ve Özkuşku
"Gaslighting" Türkçe meali ile psikolojik manipülasyon; kurbanların zamanla kendi gerçekliklerinden şüphe duymalarına, zamanaşımı safsatasına yönelik uygulayıcısının geliştirdikleri stratejik etkilemeden öteye giden; çağımızın büyük bir epidemisidir. Bundan muzdarip olanlar sistematik bir şekilde yaşadıkları kafa karışıklığı, özgüven kaybı, öz saygılarının azalması gibi olumsuz etkilerle baş etmek zorunda bırakılırlar. Bu literatürümüze yerleşerek hem evrensel hem de yerel politik bağlamda yaygın ve rahatsız edici bir hale gelmiştir.
Politikada son yirmi yılda sosyal medya ve dijitalleşmenin de etkisiyle hayal kırıklığına uğramış seçmenlerin "gaslighting" tekniğini profesyonelliğin bir parçası haline getirmeleri doğrudan siyasi trolleme, derin devlet komploları ve sahte haberlerle bunları pekiştirmeleri de olağandır.
Yaygınlaşan bir manipülasyon haline gelen gaslighting temel güven kavramını zayıflattığı kadar toplumsal sorunların temelinde bu kavramın da evrilmesine ve temelini kültürün bir parçası haline getirmesine sebep olur. Böylece mutasyona uğrayarak seyir eder gaslighting örnekleri…
Arasında bireysel mağduriyet, toplu savaş mağduriyeti, çocuk istismarı eksenindeki mağduriyet, engelli haklarının engele uğramasının içerisinde yaşanan mağduriyet; özellikle de yalan kavramının ve zorbalıkların bireylerin kişisel potansiyellerini göstermeleri önünde büyük bir engel teşkil etmesi gibi kalıcı etkilere sebep olmasıyla büyük sorunlara yol açar…
Sosyal medyada ve şaibeli haber kaynaklarında bol miktarda bulunan gaslighting örnekleri, genellikle siyasi damgalamalar, cinsiyet ifadesi ve cinsel yönelim politikaları haline gelen homofobiye karşı yürütülen kampanyalar içerisinde de karşımıza çıkar.
Amerika kıtası içerisinde özellikle de sosyal medya kanallarında önümüze çıkan ırkçılık örnekleri, cinsiyet ve transfobi yaşanan çatışmalarda da dayanağını gaslighting örneklerinden alır.
Ataerkil yapıların köklü değerleri, başkalarına hükmetmeyi kendisinde hak olarak gören güruh; bunu teşvik edici politikalara da sistem(sizlik) içinde bir sistem yaratarak ulaşır.
Gaslighting; kişisel ifade ve sürdürebilir bir manipülasyon stratejisi haline gelmiş bir noktadayken, yirmi yıl önce savunulmayan kadın, cinsiyet, LGBTQ+ hakları gaslighting taktikleriyle engelleri kalıcı hale getirerek bağ kavramı yerine bağımlılık temelinde seçenekler sunar ve taleplere uymayan kadınları yeterince ‘kadın’, kırılganlık gösteren erkekleri de yeterince ‘erkek’ olamadığı için kötü anne, kötü baba, ya da kötü evlat, ve kötü insan olmakla suçlar.
Bunu bariz kelimelerle kullanarak yapamayacağı için geleneksel cinsiyet rollerini kendi avantajına kullanan gaslighting uygulayıcıları; hastalıklı kültür içinde en aydın, en ileri görüşlü ve saygıdeğer bireylerdirler…
Bunu bir avantaja dönüştürüp pozitif ayrımcılıkda da bu stratejileri çok tıkırında kullanarak, bir kadın, çocuk, engelli ya da LGBTQ+ hakları savunuculuğunun öncüsü gibi boy gösterir medyada ve politik uygulamalarda…
Bunu suistimal eden insan hakkı savunucuları utanç ve suçluluk duygusunu ortadan kaldırmak için dikkatleri bireylerin kırılganlığına, ya da sağlık statüsüne bağlar. Aynı dili konuşmadıklarını da söylemlerine dahil eden gaslighting kahramanları, ırkçılık provokasyonlarında olduğu kadar, homofobi ve diğer baskı biçimlerini de gaslighting yoluyla artırırlar…
Kurbanların destek veya kaynak arama yollarını zorlaştıran bu durum; istismarcı kişiyi suçlu ya da kötü insan değil de, finansal kaynak eksikliği engelini öne sürerek, bunu ‘gerçeklik’ olarak lanse eder ve hak arayışının önüne bu engeli sunarak ve sınırlandırıcılık yoluyla bireylerin bağımsızlığını baltalamak için kullanırlar.
Engelli ya da istismar mağduru kişilere gaslighting kullanarak onu savunmasız ve çaresiz hale getiren güç; toplumsal ve kültürel olarak kalıcı hasarların yaptırımını desteklerler ve üretken bireylerin toplumdan kopuk şekilde yaşamalarını insan ve ifade özgürlüğü ihlaliyle yaparlar.
Dışarıda ‘toplumsal sorumluluk sahibi olanlar’ izlenimini verirken günün sonunda; sebep oldukları da gaslightinge maruz kalanların kendi gerçekliklerini ve yaşadıklarının geçerliliğini sorgulamalarına ve bu gerçeklikten şüphe duymalarına sebep olaral bir özkuşku kültürünü körükler…