Haberler

TDP MYK Üyesi Güner Ersen, Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının değişime duyulan ihtiyacı açıkça ortaya koyduğunu belirte

Radyo Mayıs’ta Meltem Sakin’in programına konuk olan Ersen, seçim sürecini ve sonucunu değerlendirerek, partisinin bundan sonra izleyeceği yola ilişkin bilgiler verdi.

Halkın Toplumcu Demokrasi Partisi’ni (TDP) gerek Meclis’te gerekse hükümette özlediğini kaydeden Ersen, parti olarak ilk seçimde güçlü bir şekilde çıkacaklarına inandıklarını ve bunun için yoğun biçimde çalıştıklarını ifade etti.

TDP'nin 4’lü koalisyon hükümetindeki başarılı icraatlarının unutulmadığı anımsatan Ersen şunları söyledi:
"Genel Başkanımız Zeki Çeler’in Çalışma Bakanlığı dönemindeki kararları ve uygulamaları akıllardadır. Herkese eşit tavırları ve işçinin yanında olması halen gittiğimiz her yerde anlatılır. Toplumun her kesiminden destek gören uygulamalarıyla iz bıraktı.”
TDP'nin milletvekilliği aday çalışmalarına ve erken seçim hazırlıklarına başladığını açıklayan Güner Ersen, TDP'nin dürüst ve doğru geçmişinin yanında halkın tüm kesimlerini kucaklayan güçlü politika ve kadrolarıyla ülkedeki değişim sürecine büyük katkı yapacaklarına duyduğu inancı dile getirdi.

“Teslimiyet Değil Temsiliyet”

Güner Ersen, Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin değerlendirmesinde Kıbrıslı Türklerin, yeniden özne olma iradesini güçlü şekilde ortaya koyduğuna işaret ederek, halkın zorlu bir sınavdan büyük bir başarıyla çıktığını anlattı.

"Teslimiyet" yerine "Temsiliyet" tercihi yapıldığını kaydeden Ersen, Tufan Erhürman etrafında oluşan büyük birlikteliğin tarihi bir sonuç elde ettiğini anlattı. Erhürman’ın süreci son derece iyi bir şekilde yönettiğini belirten Ersen, yeni Cumhurbaşkanına görevinde başarılar diledi.

TDP’nin de bu süreçte toplumsal çıkarları ön planda tuttuğunu anımsatan Güner Ersen, “Elimizi taşın altına koyarak bu mücadeleye var gücümüzle katkı koyduk” dedi.

Sürecin TDP için bir yıl önceden başladığını, yoğun bir demokratik istişare sürecinden geçtiklerini ve toplumsal çıkarları gözeterek ortak adayı destekleme kararına ulaştıklarını anımsatan Güner Ersen, ortaya çıkan halk zaferine katkı yapmış olmanın gururunu yaşadıklarını vurguladı.

TDP MYK Üyesi Güner Ersen, Dördüncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın dik bir duruş sergileyerek Tufan Erhürman’a verdiği açık desteğin büyük önemi olduğuna dikkat çekerek, bu desteğin halktaki mücadele motivasyonunu daha da artırdığını kaydetti.

Yeni Dönem Beklentileri

Cumhurbaşkanlığında ve siyasette yeni bir dönemin açılmakta olduğunu kaydeden Güner Ersen, TDP’nin destekçisi olduğu konuların takipçisi de olacağını anlattı.

Yeni dönemin Cumhurbaşkanlığındaki devir teslimle birlikte başlayacağını anımsatan Güner Ersen, Kıbrıs sorununda seçim sürecinde anlatıldığı gibi olumlu ilerlemelere yol açacak hamlelere girişileceğini belirtti.

Kasım ayında gerçekleştirilecek Kıbrıs Zirvesinin önemine işaret eden Ersen, şunları kaydetti:
“Toplumsal haklarımıza BM ve AB nezdinde sahip çıkılacağı bir dönemin açıldığını düşünüyoruz. Kıbrıs Rum liderinin AB'ye liderlik etmesine sadece 2 ay kaldığını unutmadan Kasım'daki toplantı öncesinde hızlı bir temas ve hazırlık sürecine girilecektir. Güney Kıbrıs’ın AB'ye tek taraflı girmesiyle Kıbrıslı Türkler aleyhine oluşan uçurumun da gündemde tutulacağı bir dönem bekliyoruz. Bu çerçevede Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Sayın Mehmet Harmancı'nın yıllardır üzerinde durduğu kaynak eşitsizliğinin de gündeme getirilmesini ve şehrin iki yakasındaki eşitsizliğin giderilmesine yönelik çalışmaların yapılmasını da arzu ediyoruz. Bu durum sadece Lefkoşa değil tüm Kıbrıs'a ve elbette barışa hizmet edecektir.”

Değişim İhtiyacı Büyük

Cumhurbaşkanlığı seçiminin halkın değişime duyduğu ihtiyacı ortaya koyduğuna dikkat çeken Güner Ersen, şimdi sıranın Meclis’te yenilenme ve hükümette değişime geldiğini vurguladı.

İç siyasette hükümet kaynaklı ciddi bir yozlaşma yaşandığını belirten Ersen, yakın geçmişte yaşanan utanç verici skandalların halen hafızlarda olduğunu söyledi.

Güner Ersen şöyle devam etti:

"Bu ülkede bebekler öldü, olay hemşirelerin başına yıkılmaya çalışıldı, kimse istifa etmedi. Bu ülkede sahte diploma skandalı yaşandı, kimse istifa etmedi. Bu ülkede insan ticareti yapıldı, kimse istifa etmedi. Yozlaşma artık her alana sirayet etmeye başladı. Bu ülkede fikir ayrılıkları olsa bile programlardan çıkıp birlikte kahve içebildiğimiz günleri özler olduk. Bu bizim kültürel farkımız ve küçük ülke olmaktan kaynaklanan nezaketimizdi. Şimdi ötekileştirme ve kutuplaştırma yoluyla bu ortamın da zehirlenmekte oluşunu kaygıyla izliyoruz. Bu sorunu aşmak için tüm siyasi partilere bu konuda görev düşüyor.”