Derya, ada ülkesi olunduğu için kamu kaynakları konusunda iki defa düşünülmesi gerektiğini kaydederek, gençlerin ev alabilme imkanlarının kalmadığını dile getirdi, düzenlemelerin sermaye çevrelerinin talebi olarak yasaya yansıtıldığını belirtti.
ÜLKE “İRADEYİ DEVREDEN” DURUMDA
Belli bir grup insana ayrıcalık, diğer insanlara kısıtlama ve yasak getirildiğini kaydeden Derya, bir devleti, devlet yapan unsurların unutulduğunu ifade etti. Devletin temel stratejik sektörlerde tam bir denetimi ve iradesi olması gerektiğini belirten Derya, ancak ülkede “iradeyi devreden” durumda olunduğunu dile getirdi.
“ARACILAR NASIL CEZA ALMIYOR?”
Ülkenin talan edildiğini belirten Derya, plansız ve vahşi bir yapılaşma için ülkeye işçi getirildiğini söyledi. İş yasasına dikkat çeken Doğuş Derya, son 15 yıldır düzenli olarak Kıbrıs’ın kuzeyine işçi getiren aracıların nasıl ceza almadığını sordu.
“HEPİMİZ TOPLUCA YOKSULLAŞIYORUZ”
Sosyal devlet anlamında hiçbir adım atılmadığını belirten Derya, “Hükümet, inşaatla ilgili bir sınırlandırma yapacak mı?” sorusunu sordu. Kamu kaynaklarının dar bir elit gruba aktarıldığını ifade eden Derya, “Hepimiz topluca yoksullaşıyoruz” dedi. Derya, özel sektördeki çalışanların yarısının sigorta primlerinin asgari ücret üzerinden yatırıldığını kaydetti.
DERYA : “ÜCRET KARŞILIĞI ÖMRÜMÜZÜN 3’TE BİRİNİ SATIYORUZ”
Genel Kurul’da üzerinde 8-8-8 yazılı bir kağıt gösteren Derya, buna baktığında bir insan ömrü gördüğünü ifade ederek, “Ücret karşılığı ömrümüzün 3’te birini satıyoruz” dedi. Derya, birilerinin hayatının 3’te birini yaşayabilmek için satarken, bazılarının emek sömürdüğü için zengin olduğunu belirtti.
Sektörel toplu sözleşmeyle hak gasplarının önüne geçilebileceğini ifade eden Derya, sesi duyulmayan, kendi hakkını arayamayan her bir emekçinin hakları için mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.