Tıp-İş Başkanı Dr. Özlem Gürkut gebeliğinin altıncı haftasında kendi isteğiyle ve yasal çerçevede gebeliğini sonlandıran bir kadının ve bu tıbbi işlemi gerçekleştiren hekimin tutuklanması konusuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Gürkut, yaşananların sadece bireysel bir vaka olmadığını, hukuk devleti ilkesi, kadın hakları ve hekimlik mesleği açısından son derece endişe verici bir gelişme olduğunu vurguladı.

“YASA KADININ HAKKINI KISITLIYOR”

Ceza Yasası, gebeliğin ilk on haftasında kürtajın kadının rızasıyla ve evliyse eşinin de rızasıyla yapılabileceğini öngörüyor. Ancak Dr. Gürkut’a göre bu düzenleme, kadının birey olarak özerkliğini ve kendi bedeni üzerindeki karar hakkını sınırlandırıyor; çağdaş hukuk normlarıyla da açıkça çelişiyor. “Uygulamada ciddi mağduriyetler yaratabilecek bu hüküm, kadınların haklarını daraltmakta ve eş rızası gibi unsurları dayatarak bireysel karar mekanizmasını zedeliyor”, diyen Gürkut, hekimin yalnızca hastanın beyanını esas alabileceğini, “kişinin medeni durumu hekimin beyan dışında araştırabileceği bir konu değildir” sözleriyle vurguladı.

TIP ETİĞİ AÇISINDAN DA AÇIK: KARAR KADINA AİTTİR

Dr. Özlem Gürkut, etik ve mesleki yükümlülükler açısından da durumun net olduğunu vurguladı. Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Yasası tahtında çıkarılan ve hekimler açısından bağlayıcılığı olan Tıp Meslek Ahlak Tüzüğü’nün 28. maddesine atıfta bulunarak şunları kaydetti:“Gebeliğin on haftasının sonuna kadar doğum yapmak ya da yapmamak konusunda karar vermek gebe kalan kadının hakkıdır. Yani bu kararı yalnızca kadın, tek başına verir. Bu açık düzenleme, kadının bedeni üzerindeki tam tasarruf hakkını esas alıyor.
Kadının evli olup olmaması ya da üçüncü kişilerin rızası gibi unsurlar, bu hakkı ortadan kaldıramaz." Gürkut’a göre, hekimin 10 haftayı geçmeyen bir gebelikte kadının rızasıyla gerçekleştirdiği tıbbi bir işlemin etik ve mesleki olarak tamamen meşru olduğu da bu maddeyle açıkça sabit.

AB Bilgi Merkezi’nde film gösterimi ve söyleşi düzenlendi
AB Bilgi Merkezi’nde film gösterimi ve söyleşi düzenlendi
İçeriği Görüntüle

“BU SUÇLAMALAR HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ TARTIŞMAYA AÇAR”

Dr. Gürkut, Ceza Yasası’nın mevcut haliyle yönelttiği suçlamaların yalnızca bireyleri değil, hukukun üstünlüğü ilkesini de tartışmaya açtığını belirtti. Bu durumun, kadınların sağlık hizmetlerine güvenli erişimini tehdit ettiğini ve merdiven altı, sağlıksız uygulamaların önünü açtığını söyledi. “Bu sadece bir tıbbi işlem meselesi değil; bir toplumsal baskı ve korku iklimi yaratılmasıdır. Hekimlerin etik kurallarla mesleklerini icra etmesinin önüne geçiliyor” ifadelerini kullanan Gürkut, toplumda baskı, korku ve güvensizlik ortamının oluştuğuna da dikkat çekti.