İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, “yargı görevini yapan bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs” ve “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlamalarıyla açılan davanın ikinci duruşması, Silivri’deki Marmara Cezaevi duruşma salonunda görüldü. Mahkeme, 12 Aralık'a ertelendi, bilirkişi S.B.'nin dinlenme talebi reddedildi.

Medyascope’tan Gülay Göksu’nun aktarımına göre, duruşmaya alkışlar ve sloganlarla giren İmamoğlu, yaptığı savunmada kendisine yöneltilen suçlamaların “gerçeğe aykırı” olduğunu söyledi. “Beni birini eleştirmekle suçluyorlar. Böyle bir yasa yok. Yasa yoksa suç da yoktur” dedi.

“Eleştirmek suç mu?”

İmamoğlu, Türk Ceza Kanunu’nda bilirkişileri veya raporlarını eleştirmenin yasak olmadığını vurguladı. “Bilirkişi raporları eleştiriden muaf değildir, yeter ki hakikati söyleyin” ifadelerini kullandı.

Gazeteci Celalettin Yalçın’a adli kontrolle tahliye
Gazeteci Celalettin Yalçın’a adli kontrolle tahliye
İçeriği Görüntüle

“Kalbim Gazze’de”

Savunmasına Gazze ile başlayan İmamoğlu, Sumud yardım filosuna destek çağrısında bulundu. “Çocukların ölmediği, insanların açlık ve bombalarla sınanmadığı bir dünya için verilen mücadele, insanlık onurunu savunma mücadelesidir” diyerek hükümete harekete geçme çağrısı yaptı.

“Cami açtım imam yok”

Başkanlığı döneminde yaptığı etkinliklere yetkililerin davet edildiği halde katılmadığını söyleyen İmamoğlu, “Cami açtım imam yok, karakol açtım polis yok. Neyse bugün mahkemedeyim, hâkim burada. Yargılanmak istiyorum, bakalım yargılanacak mıyım?” dedi.

"Yeter ki açıklamalarda eleştiride hakikati söyleyin"

İmamoğlu'nun savunması özetle şöyle:

"Türk Ceza Kanunu’nda bir kişiyi eleştirmek, bilirkişi eleştirmek ve bilirkişi raporlarını tartışmak için herhangi bir engel ben aradım, bulamadım. Avukatlarıma da sordum, bulamadım. Öyle bir engel yok. Bilirkişiler ve onların raporları eleştiriden ve ifşa edilmekten muaf değil. Hele ki bize göre tarafsızlığını yitirmiş, her konuda bilirkişi raporu yazmayı profesyonel meslek haline getirmiş bir kişi söz konusuysa yeter ki açıklamalarda eleştiride hakikati söyleyin.

İddianameyi okuduğunuzda görüyorsunuz ki bana yapılan suçlama gerçeğe net olarak aykırı. Benim bir kişiyi eleştirmemi suç kabul etmişler. Böyle bir şey olamaz. Böyle bir yasa yok. Düşünsenize savcı demek istiyor ki “Doğruyu söyleseniz de eleştiri yapamazsınız. Bunu suç kabul ederiz ha. Niye? Sen Ekrem İmamoğlu’sun. Açabildiğiniz kadar dava aç.” Yasa yoksa suç yoktur, sayın amirim. Yasa yoksa suç yoktur.

Türkiye’de rakibini, muhalefeti, tüm farklı düşünenleri, kendini ifade etmeye çalışanları, gençleri, işçileri, gencecik çocukları, aykırı düşünen insanları, zeytinini savunan köylüleri yok etmeyi, gözaltına almayı, gün doğmadan operasyonlara maruz bırakarak tutuklamayı kendisine siyaset gibi gören o akılla; yargıya, rejime ve onu yöneten Cumhurbaşkanı’yla ülke karşı karşıyadır. Onlarla mücadele edeceğim. Ben onun için buradayım. Onun için karşınızdayım.

11 aydır maruz kaldığımız saldırılara, operasyonlara; 19 Mart itibarıyla yürütülen darbe girişimine bizzat kendisi savcılık, hakimlik yaparak ‘turbun büyüğü, ahtapotun kolları’ diyerek, daha gizlilik varken, operasyon olmamışken suçlu ilan ederek yargıyı Ankara’dan yürüten, etki altına alan bir akılla karşı karşıyayız. Bakın bu akıl başımıza ne işler açıyor? ‘Vermem’ deyip hakarete varana kadar meydan okuyan bu ülkenin Cumhurbaşkanı’na, bir başka ülkenin devlet başkanı, ‘Takdir ediyorum, tebrik ediyorum. Rahip Brunson’ı bıraktın, ne güzel yaptın’ diyor. Başka bir devletin devlet başkanının, bu ülkenin yargısına talimat verdiğini ima ediyor. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı da doğrudan bu sürece müdahale ettiği için övünüyor. Bu bizim utanacağımız bir şey.

Milleti akılsız zannedenler çok büyük bir yanılgı içerisindeler.Ben aziz milletimize sesleniyorum, adalet yoksa kanunlar uygulanmıyorsa hangi barışı sağlayacağız? Korkuyla mı, tehditle mi? Okyanus ötesindeki bir ülkeyle mi? AİHM kararlarını, AYM kararlarını niye tanımıyorsunuz? Milletin sandığıyla kutsal oyuyla derdiniz nedir?"

Duruşmadan Notlar

*İmamoğlu salona saat 10.30’da jandarma eşliğinde getirildi. İzleyiciler “Hak, hukuk, adalet” ve “Cumhurbaşkanı İmamoğlu” sloganlarıyla karşıladı.

*Kimlik tespitinde “yüksek lisans” cevabı vermesi salonda alkışlarla karşılandı.

*Annesi Havva İmamoğlu da duruşmayı ilk kez takip etti.

*Hakim, duruşma boyunca görüntü alınmasını yasakladı ve izleyicileri sessiz kalmaları yönünde uyardı.

Davanın arka planı

Davanın merkezinde, İmamoğlu’nun 27 Ocak’ta Saraçhane’de yaptığı “Turpun Büyüğü” başlıklı basın toplantısında kullandığı ifadeler yer alıyor. Söz konusu toplantıda, bazı belediyelerle ilgili soruşturmalarda bilirkişi olarak görev alan bir kişinin, daha önce sahte bilirkişi raporu düzenlemekten yargılandığını öne süren İmamoğlu, “Savcılar herhalde biliyordur bunu” demişti.

Bu açıklamanın ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı hızla harekete geçerek İmamoğlu hakkında soruşturma başlatmıştı. Aynı hafta, söz konusu bilirkişiyle yapılan bir telefon görüşmesini ekrana taşıyan Halk TV yöneticisi Suat Toktaş da tutuklanmış, hakkında “Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması” ve “Bilirkişiyi Etkilemeye Teşebbüs” suçlamalarıyla soruşturma başlatılmıştı.