Maviş yaptığı yazılı açıklamada, 15 Kasım 1983’te Federe Meclis’in oy birliği ile aldığı kararla kurulan KKTC’nin kuruluş bildirgesine atıfta bulunarak, Meclis’in, Kıbrıs Türk halkının özgür iradesini temsil ettiğini kaydetti.

Bugüne gelindiğinde ise ilkesiz, niteliksiz ve hukukun üstünlüğünü hiçe sayan siyaset nedeniyle Meclis’in çöktüğünü iddia eden Maviş, hükümetin, Anayasa’yı ve iç tüzüğü çiğnediğini, Meclis’in manevi kişiliğinin ayaklar altına alındığını belirtti.

Maviş, Kıbrıs Türk toplumunun artık yaşanan "usulsüzlükler" ve "hukuk dışılıklara" bir “dur” demesi gerektiğini vurguladı.

Maviş'in yaptığı açıklama şöyle:

MECLİS Mİ, KABİLE DÜZENİ Mİ?

15 Kasım 1983’te Federe Meclis'in oybirliği ile aldığı bir kararla kurulan KKTC’nin kuruluş bildirgesinde;

·       bu Meclis’in Kıbrıs Türk halkının özgür iradesini temsil eden,

·       doğuştan hür ve eşit olan bütün insanların hür ve eşit yaşamalarına inanan,

·       ırk, milli menşe, dil ve din gibi farklara dayalı olarak insanlar arasında ayırım gözetilmesini, her türlü sömürgeciliği, ırkçılığı, baskı ve tahakkümü reddeden,

·       Kıbrıs'ta, Doğu Akdeniz'de, Orta Doğu'da ve dünyada tam bir barış ve istikrarın, huzur ve güven içinde yaşama ve kendi kendilerini yönetmeye hakları olduğuna inanan,

·       aynı adada yan yana yaşamaya mecbur bulunan bu iki halkın aralarındaki bütün sorunları, eşit düzeyde müzakerelerle, barışçı, adil ve kalıcı bir çözüme ulaştırmanın mümkün ve zorunlu olduğu görüşüne sımsıkı bağlı bulunan,

·       Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanının iki eşit halk arasında ortaklığının bir federasyon çatısı altında yeniden kurulmasını ve sorunların çözümlenmesini engellemeyip, kolaylaştırabileceğine kani olan,

Menteşoğulları’ndan Karavezirler’e ziyaret Menteşoğulları’ndan Karavezirler’e ziyaret

·       iki halk arasındaki bütün sorunların barışçı ve uzlaşmacı bir politika ile çözümlenebileceğine inanan ve bu amaçla müzakereler yürütülmesini yürekten dileyen kuruluşunu ve bağımsızlık bildirisini onaylamıştır.

 

Bugüne geldiğimizde ise karşımızda;

·       Bir vesayet demokrasisi,

·       Güdülen ayrılıkçı siyaset ile toplumun adanın kuzeyine hapsedilmesi,

·       İlkesiz, niteliksiz ve hukukun üstünlüğünü hiçe sayan siyaset nedeniyle çökmüş bir Meclis,

·       Anayasa’yı ve iç tüzüğü çiğnemekte olan bir hükümet,

·       Ve Meclis’in manevi kişiliğini ayaklar altına alan UBP-DP-YDP milletvekilleri vardır.

 

Kıbrıs Türk toplumu artık bu yaşanan usulsüzlükler ve hukuk dışılıklara bir dur demelidir, bu hükümet derhal istifa etmeli ve erken seçime gidilmelidir.

Editör: Kıbrısın Sesi