Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), Kıbrıs Rum liderliğinin, Gazze’de binlerce masum sivilin hayatını kaybetmesine yol açan İsrail hükümetiyle askeri iş birliğine yönelmesi ve hızla artan silahlanma çabalarını sorumsuzluk olarak niteledi.
CTP Basın Bürosu tarafından yapılan açıklamada, Gazze’de yaşananların vicdanlarda derin yaralar açmaya devam ettiği belirtildi.
Sivil can kayıplarının, çocukların ve kadınların hedef haline gelmesinin insanlığın ortak değerlerini hiçe sayan vahim bir tablo olduğunun belirtildiği açıklamada, uluslararası hukuk ve insan hakları ilkeleri bu kadar açık bir şekilde çiğnenirken, dünyanın büyük güçlerinin bunu sessizlikle onaylaması kabul edilemez olarak değerlendirildi.
Sivillere yönelik saldırıların kınandığı açıklamada, “Gazze’deki insani dram, yalnızca bölgesel bir mesele değil, insanlığın ortak vicdanını ilgilendiren bir konudur. Bu trajedinin devam etmesine izin vermek, sadece bölgede değil, tüm dünyada barış ve güvenliği tehdit etmektedir.” denildi.
-“ Sessiz kalanlar, insanlığa karşı İsrail tarafından işlenen bütün suçlara ortak olmaktadır”
Kıbrıs Rum liderliğinin, Gazze’de binlerce masum sivilin hayatını kaybetmesine yol açan İsrail hükümetiyle askeri iş birliğine yönelmesi ve hızla artan silahlanma çabalarının sorumsuzluk olarak adlandırıldığı açıklamada, “Ada’da barış ve güvenliği tesis etmek yerine, bölgesel gerilimleri körükleyen bu girişimler kabul edilemezdir. Kıbrıs Rum liderliğinin İsrail ile askeri ittifak kurması, sadece Filistin halkına yönelik saldırılara göz yummak değil, aynı zamanda bu saldırılara siyasi destek vermek anlamına gelmektedir. Bu, Ada’da barış ve istikrarı tehdit eden tehlikeli bir tercihtir.” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
“Bir kez daha yineliyoruz. Filistin halkının meşru haklarının tanınması, kalıcı bir barış için uluslararası toplumun sorumluluk alması ertelenemez bir zorunluluktur. Sessiz kalanlar, insanlığa karşı İsrail tarafından işlenen bütün suçlara ortak olmaktadır.
Halkların barış, adalet ve özgürlük taleplerinin karşılanmadığı bir dünyada, gerçek ve güvenli bir gelecekten söz edilemez. Biz, halkların kardeşliğini, dayanışmayı ve uluslararası hukukun üstünlüğünü savunmaya devam edeceğiz.”