Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Zeki Çeler, yazılı bir açıklama yaparak, Kıbrıs sorununda yaşanan çözümsüzlüğün “en çok Kıbrıslı Türklerin aleyhine bir tablo yarattığını” belirtti. Çeler, kapsamlı çözüm müzakereleri için uygun ortamın ivedilikle yaratılması gerektiğini vurguladı.
Çeler, ara bölgede gerçekleştirilen liderler buluşmasının bu yönde “kritik bir başlangıç” olduğunu ifade ederek, Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın gündeme getirdiği 10 maddelik güven artırıcı paketin Kıbrıslı Türklerin gündelik yaşamına doğrudan dokunan unsurlar içerdiğine dikkat çekti.
“Bu maddeler hayata geçirilirse hem güven artar hem de toplumun nefes almasını sağlayacak somut adımlar atılmış olur” diyen Çeler, paketin kapsamını “karşılıklı güveni pekiştirmeye yönelik” bir açılım olarak değerlendirdi.
“10 madde başlangıçtır, daha fazlası mümkün”
TDP lideri, güven artırıcı adımların yalnızca 10 maddeden ibaret olmadığını belirterek, Imagine programının yeniden başlatılması, Maronit açılımının tamamlanması ve iki toplumlu projelere liderlerin aktif destek vermesinin de gündeme alınması gerektiğini söyledi.
Ayrıca Çeler, Cumhurbaşkanı Erhürman’ın “başka önerilere de açık olduğunu” vurgulamasını olumlu bulduğunu kaydederek, “Bu yaklaşım, Rum tarafının da kendi önemsediği konuları gündeme getirmesine fırsat vererek diyalog zeminini genişletir” dedi.
“Suçlama oyunu değil, çözüm iradesi şart”
Liderlerin karşılıklı suçlamalardan kaçınma yönündeki açıklamalarını memnuniyetle karşıladığını ifade eden Çeler, olası anlaşmazlıkların basın üzerinden değil, heyetler arası görüşmelerle yönetilmesi gerektiğini söyledi. Temsilcilerin düzenli olarak bir araya gelme kararını da “çözüm sürecinin sağlığı açısından değerli” olarak nitelendirdi.
Sivil toplum ve siyasi aktörlere çağrı: Bu süreç herkesin süreci
Çeler, iki toplumun siyasal ve sivil alanlarının sürece aktif biçimde dahil edilmesinin hayati önem taşıdığını belirterek, “Sivil toplumun, partilerin ve toplum kesimlerinin iki lidere destek olacak şekilde devrede olması gerekir. Demokratik katılıma şimdi her zamankinden fazla ihtiyaç var” dedi.
Cumhurbaşkanlığı’nda kurulması planlanan komitelerin ve etkin çalışmadığı ifade edilen teknik komitelerin “gerçek anlamda işler kılınmasını” istedi.
“Doğal takvim kaçırılmamalı”
Açıklamada, BM temsilcisi Holguin’in Aralık ayındaki ziyareti, Güney Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığını devralacağı 1 Ocak tarihi ve 2026 parlamento seçimleri gibi dönüm noktalarının yaklaştığına dikkat çekildi.
BM İyi Niyet Misyonu’nun 2025 sonunda küçülmeye gitme ihtimalinin de risk oluşturduğunu aktaran Çeler, “Yıllar içinde oluşturulan bilgi birikiminin kaybedilmesi kabul edilemez. Sürecin başarısı için bu birikim kritik önemdedir” ifadelerini kullandı.
“Çözümün yerini hiçbir ara adım tutmaz ama desteklemeye devam edeceğiz”
TDP olarak pozisyonlarının net olduğunu belirten Çeler, güven artırıcı adımların çözümün alternatifi değil, tamamlayıcısı olduğunu vurguladı:
“Toplumları yakınlaştıracak ve günlük hayatı iyileştirecek her türlü girişimin arkasındayız.”
Çeler, TDP’nin Slovak Elçiliği öncülüğündeki iki toplumlu siyasi parti platformu, Sosyalist Enternasyonel gibi uluslararası mekanizmalar aracılığıyla Kıbrıslı Türklerin çözüm iradesini anlatmayı sürdüreceğini de ifade etti.
“Yeni bir başarısızlığı kaldıramayız”
Açıklamasında çözüm sürecinin doğru kurgulanmasının önemine vurgu yapan Çeler, TDP’nin Cumhurbaşkanlığı’ndaki istişare mekanizmalarıyla ve kamuoyuyla paylaşacağı yapıcı önerilerle Erhürman’ın çözüm girişimlerine destek vereceğini belirtti.





