Her Şey Ve Herkes Bir Gün Uyanır

Kendinizi kanıtlamak için yazılı bir belgenin elinizde olması değildir hedef, o belge; sistemin sizi ölçmek için belirlediği hedeftir sadece. Sonuç olarak sizi o belgeyi almaya, kazanmaya mecbur eder. Günümüzde ise belgeler dahi sahte. 

Kişinin hedefi bilmek olmalı, öğrenmek olmalı. İlgili olduğu alanı da ilgisiz kaldığı alanı da -Türkçeyi, matematiği, feni, coğrafyayı ve diğer her şeyi- bilmeli.

Tuzla’dan her geçtiğimde, coğrafya öğretmenimizin öğüdü gelir aklıma; “Tuzla’ya sakın ev yapmayın” ve “humuslu topraktır orası.” Detaylar aklımda olmasa da bu sözler aklımda kaldı hep. Coğrafya ilgimi çeken derslerden olmamıştı fakat bildiğiniz gibi bazı öğretmenler sizi derse çeker ve siz o dersi merak eder, o anlatışa hayran kalır ve ne verilirse öğrenmeye gayret edersiniz. Bir zamanlar tarihe aşırı meraklı olmam ve aslında hukuk gibi tarihi de anlamamam gibi… Yine de içimdeki öğrenme isteği sönmeden devam ediyor, hep yeni bilgiler öğrenme peşindeyim. Peşinde olmak zorundayım, olmak zorundayız. Önce kendimiz için sonra çevremiz, ne işe yarayacak demeyin; her bilgi sizde birikir ve bir gün ihtiyacınız olduğunda size kendini hatırlatır; Tuzla’nın bazı bölümlerinden uzak kalmam gibi…

Bugün Mağusa Devlet Hastanesi arkasında bulunan alan dolduruluyor, oradan geçerken umarım buralara da evler apartmanlar yapılmaz diyorum. Sonra geçip gidiyorum. Mahallemiz aklıma geliyor, mahalleye sonradan yapılan belediye dükkânları, şehrin sokakları, yağmur sularının yollara birikmesi yanlış yapılan mimari yüzünden. Suyun akamaması ve yolunu bulamaması, evlere girmesi, eşyaların halen daha mahvolması ve insanların perişanlığı. Doğal afet başlığı altına alınan fakat sadece inanın afeti olan alt başlıklar.

Doğa hep aynı doğaydı. İnsan gelip doğaya yerleşti, doğaya yerleşirken ne doğayı ne insanı düşündü. Üç katlı apartmanlar otuz kata yükseldi, karıncaların yuvaları üstüne evler yapıldı, sonra da karıncalar kovuldu evler(in)den kabaca. 

Kediler, önceleri bahçesinde mama yediği evin bahçesinden -sahibi değişince- kovuldu. Kediler korktu. İnsan beşer, beşer şaşar demişler. İnsan dünyaya gelince şaşırıyor o kesin ve insan da insana şaşıyor. Uyanınca ise geç kalıyor her şeye. Geç, çok geç. Doğaya, insana, her türlü canlıya geç.

Herkes ve her şey bir gün uyanır. KKTC uyanıyor mu peki diye düşünüyorum son haberler ardından. KKTC uyanırsa tüm Kıbrıs’a yayılır mı bu uyanma, uyanmak mümkün mü bu gaflet uykusundan? Öğrenirse, öğrendikçe uyanır belki. Geç olur ya uyanmaya, olsun uyansın da. Uyanalım da. Uyandığı zaman hiç uyuyamayan kesim rahat bir uyku çekecek inanıyorum. Çünkü uyuyamıyor, uyuyamıyoruz her zerremiz elden-dilden-adadan giderken, uyumak mümkün değil. 

Fay hattı istediği kadar uyusun dursun, uyanmasın hatta. Çünkü bizim türümüz coğrafya bilmiyor, öğrenmiyor, gidiyor en olmadık yerlere, en olmadık şekilde yapılar dikiyor temelsiz. Temelinde bilgi olmayan fikirsiz insanlar hızla yayılıyor, hızla yanlış imarlar yapıyor. Uyusun o yüzden de korusun insanı uyurken. 

Adanın bir gün günlerce uyanmaya devam etmesi dileğiyle…