Son olarak Adalet Bakanlığı’nın transların silah satın almasını yasaklamayı düşündüğüne dair haberlerin ardından Ulusal Tüfek Birliği (NRA), X üzerinden paylaştığı bir mesajla transların silah taşıma haklarını desteklediğini duyurdu.
Pink News’te yer alan habere göre, NRA şöyle dedi:
“NRA, kanunlara uyan Amerikalıların silah satın alma, bulundurma ve kullanma hakkını savunuyor. Örgüt, bu kişilerin İkinci Değişiklik haklarını keyfi şekilde ellerinden alan kapsamlı silah yasaklarını öngören hiçbir politika önerisini desteklemiyor ve desteklemeyecek.”
Ne olmuştu?
Transların silah satın almasının yasaklanacağı haberleri, geçtiğimiz ay Minneapolis’te bir Katolik okulunda yaşanan ve iki çocuğun hayatını kaybettiği silahlı saldırının ardından geldi. Saldırgan, 23 yaşındaki Robin Westman, trans bir kadındı.
Aşırı sağcı yorumcular ve bazı politikacılar, saldırganın kimliği üzerinden tüm transları kriminalize etmeye çalıştı.
Oysa ABD’de transların suç işleme oranı, genel nüfusa kıyasla son derece düşük. Kitlesel silahlı saldırıların ise yalnızca yüzde 0,1’i translar tarafından gerçekleştirilmiş durumda.
Buna karşın translar, cisgender’lara (doğumda atanan cinsiyetle kimliklerini aynı bulan kişiler) kıyasla şiddet mağduru olma konusunda daha yüksek risk taşıyor. 2017-2018 yıllarında yapılan bir araştırma, her 1000 transtan 86,2’sinin şiddet mağduru olduğunu, bu oranın cisgender’larda 21,7 olduğunu ortaya koyuyor. Yani transların şiddet mağduru olma olasılığı cisgender’lara göre yaklaşık dört kat daha yüksek.
Keza LGBTİ+’ların silah edinme oranı da genel nüfusa oranla daha düşük. LGBTİ+ hak savunucularının çoğu, bireysel silahlanmanın genel olarak tehlikeli olduğunu ve bu tür politikaları desteklemediğini vurguluyor. Ancak LGBTİ+ savunucuları, transların silah edinme hakkının kısıtlanmasını da ayrımcı ve veriyle desteklenmeyen bir yaklaşım olarak değerlendiriyor.
KAYNAK: BİANET