KTMMOB Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Beste Oymen, 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, gıda güvenliğinin KKTC’de kırılgan bir denge üzerinde bulunduğunu belirterek, “Her belediyede ve üretim tesisinde gıda mühendisi istihdamı zorunlu hale getirilmelidir” dedi. Oymen, gıdaya erişimin bir hak, gıdayı korumanın ise ortak sorumluluk olduğunu vurguladı.
Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (KTMMOB) Gıda Mühendisleri Odası, 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla bir açıklama yaparak, güvenli gıdaya erişimin temel bir insan hakkı olduğunu vurguladı.
Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Başkan Dr. Beste Oymen, bu yıl Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) belirlediği “Daha İyi Gıdalar ve Daha İyi Bir Gelecek İçin El Ele” temasının, hem küresel hem de yerel ölçekte dayanışma ve bilimin önemini hatırlattığını söyledi.
Oymen, dünya genelinde milyonlarca insanın temel gıdaya ulaşamadığına dikkat çekerek, “Gıda hakkı, ancak dayanışma, bilimin rehberliği ve adil paylaşım ile güvence altına alınabilir” dedi.
"KKTC'DE GIDE GÜVENLİĞİ KIRILGAN BİR DENGE ÜZERİNDE"
KKTC’de gıda güvenliği zincirinin bütüncül bir yapıya ulaşamadığını belirten Oymen, üretimin büyük oranda ithalata bağımlı olduğunu, yerel üreticinin artan maliyetler ve yetersiz desteklerle mücadele ettiğini ifade etti.
Oymen, bazı belediyelerde ve Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nda hâlâ gıda mühendisi kadrosu bulunmadığını vurgulayarak, “Gıda mühendisi olmadan halk sağlığı korunamaz. Her belediyede, her üretim tesisinde, her ithalat kontrol noktasında gıda mühendisi istihdamı zorunlu hale getirilmelidir” ifadelerini kullandı.
"BİLİM GIDANIN EN GÜÇLÜ KORUYUCUSUDUR"
Bilimin, gıdanın en güçlü koruyucusu olduğunu belirten Oymen, gıda mühendislerinin tarladan sofraya uzanan süreçte halk sağlığının teminatı olduğunu söyledi. Gıda güvenliği politikalarının yalnızca yasal düzenlemelere değil, bilimsel rehberliğe dayanması gerektiğini vurguladı.
"GIDAYI KORUMAK, EMEĞE SAYGI DUYMAKTIR"
Oymen, gıdanın yalnızca üretimle değil, emek ve bilgiyle anlam kazandığını belirterek, israfın hem ekonomik hem de etik bir sorun olduğuna işaret etti. Yerel üreticiyi desteklemenin ve bilinçli tüketimi yaygınlaştırmanın sürdürülebilir bir geleceğe atılacak en somut adımlar olduğunu kaydetti.
"DAHA GÜVENLİ BİR GELECEK İÇİN EL ELE"
İklim krizi ve ekonomik dengesizliklerin gıdaya erişimi tehdit ettiğini belirten Oymen, “Bugünün kararları yarının sofralarını belirleyecek. Kamu kurumlarını, yerel yönetimleri, üreticileri ve tüketicileri bilimin rehberliğinde dayanışma içinde hareket etmeye çağırıyoruz” dedi.
