Cumhurbaşkanı adayı Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, son günlerde Rum yurttaşların tapulu mülklerini görmek üzere Kuzey Kıbrıs’a gelmeleri sırasında yaşanan tutuklamalara sert tepki gösterdi. Hasgüler, bu gelişmelerin, halkların barış umudunu zedelediğini ve mevcut siyasi yönetimin güvenlikçi politikalarının ciddi sonuçlar doğurduğunu vurguladı.
“Suçsuz İnsanları Ajan Diye Yaftalamak Rejime Olan Güveni Sarsar”
Açıklamasında, suçsuz kişilerin tutuklanarak "ajan" damgası yemesinin, en çok da yönetenlerin meşruiyetini sorgulatacağını belirten Hasgüler, Birleşmiş Milletler’in de defalarca altını çizdiği “karşılıklı güven eksikliği”nin bu tür uygulamalarla daha da derinleştiğini ifade etti.
Mal Tazmin Komisyonu'nun İtibarı Zedeleniyor
Hasgüler, uluslararası toplum tarafından tanınan ve Kuzey Kıbrıs’ın elindeki tek resmi mekanizma olan Mal Tazmin Komisyonu’nun itibarsızlaştırıldığını savundu. “Rum yurttaşları bu komisyona başvurmaya teşvik etmemiz gerekirken, başvuru yapmış kişileri tutuklamak hangi mantığa sığar?” diye soran Hasgüler, bu yaklaşımın diplomatik kazanımlara zarar verdiğine dikkat çekti.
“Tatar, 23 Nisan 2003 Öncesine Dönmeye mi Çalışıyor?”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a yönelik eleştirilerini de sürdüren Prof. Dr. Hasgüler, Tatar’ın yaklaşan seçim sürecinde daha sert ve kutuplaştırıcı bir siyaset izlediğini iddia etti. Hasgüler, Tatar’ın “millici” ve “gayri millici” ayrımı yaparak toplumu böldüğünü ve geçmişte bir geçiş kapısı dahi açamamış bir lider olarak şimdi dolaşım hakkını da ortadan kaldırmaya çalıştığını söyledi.
“Bu Halk Artık Barıştan Yana”
Kıbrıs Türk halkının artık çatışmacı değil, barışçı bir liderlik istediğini belirten Hasgüler, “Gerçek millilik, halkın iradesini tanımakla, hukukun üstünlüğünü savunmakla mümkündür,” diyerek mevcut siyasal anlayışa sert bir eleştiri yöneltti.
“Kukla Oynatıcıları da Yolun Sonuna Gelindiğinin Farkında”
Tatar’ın marjinalleşen söylemlerinin siyaseten yalnızlaştığının bir göstergesi olduğunu savunan Hasgüler, açıklamasını şöyle noktaladı: “Umarız Tatar ve akıl hocaları halkın kazanımlarına daha fazla zarar vermezler. Artık yapılması gereken, toplumun tüm kesimlerini kucaklayacak, uluslararası hukukla uyumlu barışçıl bir liderliği inşa etmektir.”
