İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin farklı bölgelerine gün boyunca düzenlediği saldırılarda 6'sı gazeteci 61 Filistinli hayatını kaybederken, çok sayıda kişi yaralandı. Gazze'de son 24 saatte 11 kişi daha açlıktan hayatını kaybetti.

Han Yunus’taki Nasır Hastanesi'ne saldıran İsrail ordusunun, hastanenin acil servis binasını vurması sonucu 21 kişi yaşamını yitirdi. Saldırıda ölenlerin 5'inin gazeteci, 4'ünün sağlık çalışanı ve birisinin sivil savunma görevlisi kaydedildi. İsrail ordusunun önce hastanenin 4. katını vurduğu, ikinci saldırının ise ilk yardım ekiplerinin ölü ve yaralıları çıkarmaya çalıştığı sırada gerçekleştirildiği aktarıldı.

Saldırıda, Reuters Haber Ajansı foto muhabiri Hüsam el-Mısri, Katar merkezli Al Jazeera televizyonu kameramanı Muhammed Selame, Independent Arabia ve AP'nin de bulunduğu çeşitli medya kuruluşlarında gazetecilik yapan Meryem Ebu Dekka, ABD merkezli NBC News'te gazeteci Muaz Ebu Taha ve gazeteci Ahmed Ebu Aziz hayatını kaybetti.

Kanada, Mısır, İran ve Suudi Arabistan, aralarında beş gazetecinin de bulunduğu en az 21 kişinin hayatını kaybettiği Nasser Hastanesi saldırısını kınayan ülkeler arasında yer aldı. Tahran saldırıyı “barbarca bir savaş suçu” olarak nitelendirdi.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi / Genel İstida No: 213/2024
Lefkoşa Kaza Mahkemesi / Genel İstida No: 213/2024
İçeriği Görüntüle

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) ve Yabancı Basın Derneği’nin de aralarında bulunduğu uluslararası insan hakları ve insani yardım kuruluşları, sağlık çalışanlarını da hedef alan saldırıya karşı “öfke” ve “şok” içinde olduklarını açıkladı. Human Rights Watch (HRW), Gazze’de İsrail güçlerine yardım eden ABD’li askeri ve istihbarat personelinin savaş suçlarından dolayı hukuki sorumlulukla karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulundu.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu saldırıyı “trajik bir hata” diye tanımlarken, tıbbi kaynaklara göre İsrail güçleri yalnızca Pazartesi günü Gazze’de en az 61 kişiyi, bugünün şafağından bu yana ise 24 kişiyi öldürdü.

İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşında bugüne kadar en az 62.744 kişi öldürüldü, 158.259 kişi yaralandı. 7 Ekim 2023’te Hamas öncülüğündeki saldırılarda ise İsrail’de 1.139 kişi hayatını kaybetmiş, 200’den fazla kişi rehin alınmıştı.
"İsrail, gazetecileri vurduğunu biliyordu"

Sağlık Bakanlığı, saldırının ardından hastanedeki sağlık faaliyetlerinin durduğunu, çok sayıda yaralının tedavisinin yapılamadığını açıkladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu saldırıyı “trajik bir hata” olarak nitelendirdi. Ancak Belçika merkezli insan hakları ve hukuk savunuculuğu grubu Hind Rajab Vakfı, bu açıklamaya itiraz ediyor. Vakıf, saldırıya ait görüntülerin analizinin kullanılan silahın “güdümlü bir füze” olduğunu gösterdiğini bildirdi. Kuruluşa göre, bu tür bir füze İsrail’in kullandığı hassas güdümlü sistemlerle uyumlu ve bu da operatörün hedefi vurmadan önce “gördüğü ya da işaretlediği” anlamına geliyor. Vakıf, “Dolayısıyla İsrail ordusu sağlık görevlilerini, sivil savunma ekiplerini ve gazetecileri vurduğunu biliyordu. Bu, kasıtlı bir ‘çifte saldırı’ savaş suçudur, kaza değil” açıklaması yaptı.

Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong, İsrail’in Pazartesi günü Nasser Hastanesi’ne düzenlediği saldırının ardından yayımladığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya ateşkesi kabul etmesi çağrısında bulundu. Wong konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Bir hastaneye yapılan saldırıyla gece boyunca tanık olduğumuz şey korkunç. Başbakan Netanyahu’ya söylemek istediğimiz şu: Dünyanın çağrısına kulak verin ve ateşkesi kabul edin" ifadelerini kullandı.
ABD'li yetkililer savaş suçlarından dolayı hukuki sorumluluk ile karşı karşıya kalabilir

Human Rights Watch (HRW), Gazze’de İsrail güçlerine yardım eden ABD’li askeri ve istihbarat personelinin savaş suçlarından dolayı hukuki sorumlulukla karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulundu.

HRW'ye göre, Washington’un İsrail saldırıları için istihbarat sağlaması ve İsrail güçleriyle operasyon planlamaları yapması, Ekim 2023’ten bu yana ABD’yi çatışmanın tarafı haline getirdi. HRW Washington Direktörü Sarah Yager “ABD’nin İsrail güçleriyle askeri operasyonlara doğrudan katılımı, uluslararası hukuk açısından, ABD’nin Gazze’deki silahlı çatışmanın bir tarafı olduğu ve olmaya devam ettiğini gösteriyor” dedi. Yager “İsrail güçlerine destek vererek savaş suçlarına karışan ABD’li askerler, istihbaratçılar ve taşeronlar, bir noktada Gazze’deki vahşetlerden dolayı ceza yargılamasıyla karşı karşıya kalabilir" ifadelerini kullandı.

ABD yetkilileri, İsrail’e Hamas liderlerini hedef alan saldırılar için istihbarat sağlandığını ve hedefleme süreçlerinde kapsamlı koordinasyon yürütüldüğünü kabul etti. Trump yönetimi de desteğini artırarak, daha önce Başkan Joe Biden tarafından askıya alınan 900 kiloluk (2.000 lb) bombaların teslimatına onay verdi. Yager konuya ilişkin açıklamasında “Uluslararası hukuk, bir ülkenin, başka bir ülkenin ciddi savaş hukuku ihlalleri ve diğer suistimallerine bilerek yardım etmesi halinde onu hukuken suç ortağı sayar” diye ekledi.
İsrail Dışişleri Bakanı: Şeria Nehri’nin batısında hiçbir yabancı egemenlik olamaz

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Batılı hükümetleri Filistin devletini destekleyerek İsrail’e karşı “siyasi kuşatma” kurmaya çalışmakla suçladı.

İsrail medyası Arutz Sheva’ya göre Saar, New York’ta düzenlenen Amerikan Yahudi Örgütleri Başkanları Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Bu çabaya Fransa, Britanya, Kanada ve Avustralya dahil olmak üzere çeşitli ülkelerdeki sol hükümetler öncülük ediyor. Bir ivme yaratmaya çalışıyorlar” dedi. Saar, “Bu ‘çözüm’ İsrail açısından intihardır. İsrail bunu kabul edemez” ifadelerini kullandı. Saar sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eğer Yahuda ve Samiriye’de (İsrail hükümetinin işgal altındaki Batı Şeria için kullandığı ifade) bir Filistin devleti olursa, tüm yerleşim merkezlerimiz tehdit altında yaşar. Şeria Nehri’nin batısında hiçbir yabancı egemenlik ya da yabancı askeri varlık olamaz.”


Kaynak: Gazete Oksijen