Birlik, yaptığı yazılı açıklamada, “Siyaset, çözüm üretmek zorundadır” ifadelerini kullanarak, yaşanan durumun hukukçulara veya Başsavcılığa bırakılmasının doğru olmadığını belirtti.

Barolar Birliği'nden yapılan açıklamada, Cumhuriyet Meclisi'nin 2. Dönem Başkanlık seçimindeki sürecin endişe ile takip edildiği belirtilerek, sürecin Anayasa ve İç Tüzük çerçevesinde hukukçular veya Başsavcılık tarafından yorumlanmasına ihtiyaç duyulacak noktaya gelmesinin endişe verici olduğu ifade edildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Hemşire örgütleri, Acil Durum Hastanesi'ndeki sürecin Sağlık Bakanlığı tarafından adil ve şeffaf yürütülmediğini savundu Hemşire örgütleri, Acil Durum Hastanesi'ndeki sürecin Sağlık Bakanlığı tarafından adil ve şeffaf yürütülmediğini savundu

“Elbette ki her yasal metin hukuken yorumlanabilir. Ancak unutulmamalıdır ki Meclis Başkanlığı seçimi, doğası gereği siyasi bir meseledir ve çözüm siyasetten gelmelidir. Siyaset, bu krizi aşmak için kendi çarelerini üretmek zorundadır. Bu durum, sadece siyasetin itibarını değil; aynı zamanda devletin temel ilkelerini oluşturan kuvvetler ayrılığı ilkesini ve demokrasiyi korumak açısından büyük önem taşımaktadır.”

Kıbrıs Türk Barolar Birliği, Meclis Başkanlığı seçim sürecinin içinden çıkılmaz bir krize dönüşmesinin yanı sıra, çözüm beklentisinin hukukçulardan veya Başsavcılıktan gelmesinin de endişe verici olduğunu belirtti. Açıklamada, siyasetin kendi sorunlarını çözemeyip hukuktan medet ummasının, siyasetin yargıya müdahalesi kadar tehlikeli sonuçlar doğurabileceği ve bu durumdan kaçınılması gerektiği vurgulandı.

Birlik, kuvvetler ayrılığı ilkesinin yasama, yürütme ve yargı arasındaki sınırları özenle korumanın hayati bir önem taşıdığına dikkat çekerek, bu sınırların ihlal edilmesi durumunda demokrasinin zarar göreceği uyarısında bulundu.

Editör: Kıbrısın Sesi