Maviş yaptığı yazılı açıklamada, “Kıbrıslı Türk toplumunun, bölünmüşlük ve çözümsüzlükten kaynaklanan ağır yaralar almaya devam ettiğini” vurgulayarak, “Lefkoşa ile Ankara arasında sıkışan siyasetin, uluslararası hukuk dışı kaldığını ve toplumun varlığını tehdit eder hale geldiğini” söyledi.
“Kurucu eşit ortak olduğumuz Kıbrıs Cumhuriyeti’nden doğan haklarımıza erişim, Kıbrıslı Rum siyasi elitler tarafından ‘kuzeyde yaşadığımız’ gerekçesiyle engellenmektedir” diyen Maviş, “karma evliliklerden doğan çocukların vatandaşlık hakları gasp edilirken, uluslararası kaçakçılara aynı pasaportların altın tepside sunulduğunu” belirtti.
“Bakanlar Kurulunun vatandaşlık dağıtmaya devam ettiğini" de belirten Maviş, “ada ile hiçbir bağı olmayan eski bir komutana Bakanlar Kurulu kararı ile vatandaşlık verilmesinin bunun son örneği olduğunu” ifade etti.
“Hesap verilebilir, şeffaf bir nüfus ve vatandaşlık politikasının mevcut siyasetin işine gelmediğini” dile getiren Burak Maviş, “bu nüfus yoğunluğuna okul, hastane, mahkeme, hapishane, yol, öğretmen, doktor, hemşire, hakim, savcı, gardiyan, polis yetiştirmenin mümkün olmadığını” kaydetti.
“Kıbrıslı Türklerin dahil olduğu ‘yasaklı liste’ sayısının gün geçtikçe arttığını” ifade eden Maviş, “ ‘N82’ kodu ile Kıbrıslı Türk aydınların Türkiye’ye girişinin yasaklanması ve ifade özgürlüğüne yönelik baskıların, tutuklamalara kadar varan bir aşamaya geldiğini” iddia etti. Maviş, Evrim Hınçal’ın maruz bırakıldığı davranışa karşı dayanışma belirtti.
KTÖS Genel Sekreteri Maviş, “Kıbrıslı Türklerin, her iki taraftan gelen baskıyı azaltmak ve uluslararası hukukta yer almak için çözüme ve AB ile doğrudan ilişki kurma hedefine yönelmesi gerektiğini” kaydetti.