Murat, ülkedeki en önemli iki alanda — sosyal hizmetler ve cezaevi sistemi — ciddi eylemler yaşandığını, ancak hükümetin üç maymunu oynamaya devam ettiğini belirtti.
Sosyal hizmetlerdeki çöküşün temel haklara erişimi zorlaştırdığını, cezaevlerindeki yoğunluğun ise suçun önlenemediğini ve önleyici politikaların yetersizliğini ortaya koyduğunu ifade eden Murat, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yoksulluk derinleşiyor, suç artıyor. Kamu hizmetleri azalırken, devletin desteğine muhtaç insan sayısı çoğalıyor. Cezaevleri artık sadece güvenlik değil, insan hakları sorunu. Anayasa’da yazan ‘sosyal devlet’ ilkesi, pratikte yok hükmünde. Suç ile yoksulluk arasındaki bağ her geçen gün daha da görünür hale geliyor.”
Yoksulluğun sadece maddi değil, sosyal dışlanma, eğitimsizlik, barınma ve sağlık hizmetlerine erişim eksikliği anlamına geldiğini söyleyen Murat, umudunu kaybeden bireylerin çaresizlikle suça sürüklendiğini vurguladı.
Murat ayrıca cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin büyük çoğunluğunun yabancı uyruklulardan oluştuğunu belirtti:
“Bu durum, ülkeye giriş-çıkışlarda ve ülkede kalışlarda ciddi bir denetimsizlik yaşandığını gösteriyor. Mesele, yabancı düşmanlığına varmadan gerekenler yapılmalı. Eğer denetim yoksa ne sosyal haklar korunabilir ne de kamu düzeni.”
Murat açıklamasının sonunda, mevcut hükümetin bu sorunları çözemeyeceğini belirterek değişimin şart olduğunu dile getirdi:
“Yoksulluk bir kader değil, politikasızlığın sonucudur. Suçla mücadele cezayla değil, eşitlikçi ve onurlu bir yaşamın inşasıyla başlar. Tüm bunları şu anki hükümetimsi yapı gerçekleştiremez. Bunu biliyoruz. O yüzden değişim şart.”