Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, Türkiye’nin resmi söyleminde “gevşek federasyon, katı federasyon” gibi ayrımların bulunmadığını, federasyonun bir ortaklık modeli olduğunu ve Türkiye’nin bundan böyle genel anlamda federasyon görüşmesi yapmayacağını net şekilde ortaya koyduğunu belirtti. ADA TV’de Cüneyt Oruç’un sorularını yanıtlayan HP Genel Başkanı Özersay, geçmişte gündeme gelen Annan Planı’nın, merkezin zayıf, kurucu devletlerin daha güçlü olduğu bir gevşek federasyon modeli içerdiğini hatırlatarak, “Bugün gevşek federasyon diye ifade edilen şey, aslında Annan Planı’nda da vardı. Ancak Rum tarafının reddiyle bu model başarısız oldu ve bu saatten sonra kimse Türkiye’nin gevşek veya katı herhangi bir federasyon müzakeresi yapmasını bence beklememelidir. Çünkü Türkiye’nin iki devletli çözüm politikası eskiden olduğu gibi taktik bir söylem değişikliğinden ziyade stratejik bir paradigma değişikliğine benzemektedir” ifadelerini kullandı.

“GEVŞEK FEDERASYON ANNAN PLANIYDI VE O DEFTER KAPANDI”

Gönyeli Belediye Bulvarı,  geçici olarak araç trafiğine kapatılacak
Gönyeli Belediye Bulvarı, geçici olarak araç trafiğine kapatılacak
İçeriği Görüntüle

Türkiye’nin, Annan Planı’nın başarısızlığı ve Güney Kıbrıs’ın Avrupa Birliği’ne tek taraflı üyeliği sonrası federasyon görüşmelerinden uzaklaştığını hatırlatan Özersay, “Bugünkü resmi pozisyon itibarıyla Türkiye’nin federasyonun başka bir versiyonunu tekrar müzakere etme iradesi yahut isteği yok. Türkiye açısından Federasyon defteri kapanmış durumda. Bundan sonrası için egemen eşitlik ve iki devlet yaklaşımı kaç yıldır tekrarlanıyor ve temel alınıyor. Ancak iki devletliliğin de gerçekçi ve anlamlı bir hal alabilmesi için altının doldurulması, Rum tarafını buna ikna etmek için neyin müzakeresinin yapılacağı netleştirilmelidir. Bu yapılmadığı sürece iki devletli çözüm müzakeresi de pek mümkün olamayacaktır” diye kaydetti.

“KARMA EVLİLİK SORUNUNU ÇÖZECEK OLAN AİHM’DİR, SEÇİLECEK OLAN CUMHURBAŞKANI DEĞİL”

Özersay, karma evliliklerden doğan çocuklar ve eşlerin vatandaşlık meselesine de değindi. “Bir cumhurbaşkanı veya bir başka cumhurbaşkanı gelecek ve bu karma evlilikten olan çocukların ya da eşlerin vatandaşlık almasını sağlayacak diye bir şey yoktur. Cumhurbaşkanları bunun olabilmesi için olsa olsa bir çaba ortaya koyar, diplomatik girişim yapar ve mesela dava süreçlerine katkı koyar. Dünyanın hiçbir yerinde vatandaşlık verme işlemi devletin kendi kararı dışında gerçekleşmez, bu nedenle de Rumları bizim liderliğimizin kendi vatandaşlıklarını vermeye ikna etmesi çok mümkün değildir” ifadelerini kullandı. Vatandaşlık verme yetkisinin tamamen Kıbrıs Rumlarının kontrolünde olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nde olduğunu belirten Özersay, “Cumhurbaşkanlığı seçiminin karma evlilikler, vatandaşlıklar konusunda belirleyici olacağı söylemi gerçekçi değil, biraz popülist bir yaklaşımdır çünkü bu konuda son noktayı koyacak olan muhtemelen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi olacaktır” şeklinde konuştu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına da değinen Özersay, “Rum tarafının bu konudaki uygulaması ayrımcılık içerdiği ve objektif kriterlere dayanmadığı için muhtemelen AİHM’den dönecektir ve işte o zaman Kıbrıs Rum liderliği karma evlilikler konusunda o da mecbur kaldığı için adım atacaktır. Ki o zaman da Rum tarafı AİHM kararı etrafından dolaşmak bunu sadece sınırlı bir gruba uygulanabilir yapmak için elinden gelen güçlüğü çıkaracaktır” dedi.