KIBRISIN SESİ ÖZEL HABER

Cumhurbaşkanlığı makamında oturan Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart ile yaptığı görüşmenin ardından açıklamalarda bulundu. Açıklamasında, Kıbrıs Türk tarafının “diyalog, temas ve yapıcı duruşundan hiç vazgeçmediğini” söyledi. Ancak söyledikleri ile yaptıkları arasındaki çelişkiler bir kez daha gün yüzüne çıktı.

İKİ DEVLET Mİ, MÜZAKERE Mİ?
Tatar, bugüne kadar “iki ayrı egemen devlet” söylemini ısrarla sürdürdü. “Artık federasyon masası kapandı” dedi, Rum tarafıyla ortak bir gelecek kurulamayacağını savundu. Ancak şimdi, Temmuz ayında New York’ta yapılacak yeni 5+1 toplantısına katılacağını açıkladı. Yani “görüşmeyiz” dediği masaya, yeniden oturacağını ilan etti.

3D POLİTİKASI NE KADAR GERÇEKÇİ?
Tatar, açıklamasında “Eğer 3D çerçevesinde (doğrudan temas, doğrudan ticaret, doğrudan uçuş) bir ilerleme sağlanırsa, resmi müzakerelere geçilebilir” dedi. Ancak bugüne kadar bu alanlarda somut bir ilerleme olmadı. 3D söylemi, pratikte adım atılamayan ama içeride gündem yaratmaya yarayan bir argüman olarak kaldı.

STATÜ ARAYIŞI MI, VİTRİN POLİTİKASI MI?
Tatar, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın Hankendi’deki toplantısına katılmak üzere Azerbaycan’a gideceğini ve bu toplantıyı “bir statü meselesi” olarak gördüğünü söyledi. Oysa söz konusu toplantıya KKTC yalnızca “gözlemci” olarak davet edildi. Bu tür katılımlar, uluslararası hukukta bir tanınma yaratmadığı gibi, diplomatik açıdan da etkisi sınırlı kaldı.

UBP Milletvekili Taçoy, El-Sen’i ziyaret etti
UBP Milletvekili Taçoy, El-Sen’i ziyaret etti
İçeriği Görüntüle

“DÖRT BUÇUK YILDA ÇOK ŞEY YAPILDI” MI?
Tatar, kendisine yöneltilen “Dört buçuk yılda ne yapıldı?” sorusuna “Yeni bir vizyon ortaya kondu” yanıtını verdi. Ancak BM raporlarında “ortak zemin yok” ifadesinin yer almasını bir kazanım gibi sunması, çözüm değil statüko siyaseti yürüttüğünün göstergesi oldu. Somut çözüm adımları yerine, siyasi pozisyonların korunmasına odaklı bir süreç izlendi.

TUTARSIZLIKLAR GÖRÜNÜR HALE GELDİ
Bir yandan “egemen eşitlik” ve “ayrı devlet” vurgusu yapılırken, diğer yandan BM nezdinde yapılan temaslar, 5+1 görüşmeleri ve uluslararası ziyaretler ile yeniden çözüm masasına yaklaşılması, tutarlılıktan uzak bir çizgi ortaya koydu. Bu da Kıbrıs Türk halkının diplomatik gücünü artırmak yerine, uluslararası alanda kafa karışıklığı yarattı.