" Zito İ Epanastasis" / "Yaşasın İsyan"...

Tam 10 yıl önce  yayınlanan Şair Tuğrul Keskin'in bir kitabı, "Zito İ Epanastasis" ya da Türkçe adıyla "Yaşasın İsyan". 

Keskin kitabında, Dünya tarihinde benzerine pek rastlanmayan korkunç bir olayı yeniden dile getirmişti. Anadolu’daki Halk Savaşı sırasında, silah altına alınan Yunan gençleri savaşmak için Pire limanından kalkan gemilerle İzmir'e götürülmüş, Anadolu’nun işgaline ve emperyalizme karşı çıkarak savaşmayı reddeden 200 asker, Yunan askeri makamlarınca "vatana ihanet" gerekçesiyle kurşuna dizilmişlerdi. Şair Tuğrul Keskin de bu kitabı öldürülen Yunan gençlerine ithaf etmişti.

Yıllar geçti, emperyalist güçler aynı oyunu oynamaya, şövenistler de nefret aşılamaya devam ettiler.

Geçen yüzyılda değişen pek bir şey yok ne yazık ki...

Yaşadığımız topraklarda,  başka ülkelerdeki savaşları "kınarmış" gibi yapıp demeç veren utanmazlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemelerinin (AHİM) kararlarına, işlerine geldiği zaman toz kondurmayan hırsız atanmışlar, söz konusu kendi sahte devletleri olduğunda "askerlik namustur" teranesiyle zehirlerini kusmaya devam ediyorlar.

Ellerinden gelse eskiden olduğu gibi genç insanları kurşuna dizmekten bir an bile tereddüt etmeyecek bu güruh. onun yerine "barışı savaşa", "yaşamı ölüme" tercih eden gençleri, AHİM kararlarını hiçe sayarak hapse atıyorlar. 

"Vicdani Ret"in bir hak olduğunu savunan ve bu yüzden yargılanan Halil Karapaşaoğlu hapse atıldı iki gün önce. Ama kimsenin umuru bile olmadı. Hani hep iktidarı suçluyoruz ya, muhalefet de kılını kıpırdatmadı.

Halil "çıktı" ama, vicdani ret hakkını teslim etmeye imtina eden Dianellos Siğara Fabrikasındaki 50 kişinin gıkı çıkmadı. Hoş, dışarda kalan sözde muhalefetin de gaylesinde değildi.

Paralı askerlik için yarım milyon lira ödemeye razı ve hazır olanlar "vatansever", savaşa hayır diyen vicdani retçiler "vatan haini" ilan ediliyor 82'inci vilayette.

Ama inadına...

3 iki, 2 bir, 1 sıfır olana kadar direnmeye ve mücadeleye devam..

Cemal Süreyya düştü aklıma.

"Kaybedeceğini bile bile neden mücadele ediyorsun dedi, öleceğini bile bile yaşadığını unutmuştu o an... Bozmadım..."

***************

Tekrar hayata dönme ihtimalinin bedeli 160 bin dolarmış..

Avustralya’da bulunan Southern Cryonics şirketi, 80'li yaşlarındaki bir adamı başarılı bir şekilde dondurduklarını açıklamış. 

12 Mayıs'ta ölen bu adamın "dondurulma"işlemi ölümün hemen ardından gerçekleştirilmiş. İtinayla yürütülen bu operasyonda yaşlı adamın cansız bedeni önce buzla paketlenmiş, sonra bedenindeki hücreleri korumak için meftaya özel bir sıvı pompalanmış, hemen sonra da kuru buzla kaplanarak eksi 80 santigrat dereceye konmuş. Tüm bunların ardından vakum saklama bölmesi gören özel bir tanka yerleştirilmeden önce, sıcaklığı eksi 200 santigrat dereceye kadar düşürülmüş.

Bu süreç 10 saatte tamamlanıyor ve hayata döndürülme şansını garantilemek için gerçekleştiriliyormuş.

Vallahi ben da görenlerin, gonuşulanları duyanların yalançısıyım..

Der da gollar ki, Baş Maşa kuzeydeki Sultan'ın fetvasıynan sırf bu işi araşdırsın deyi Avustralya’ya gönderilmiş. 

Allah acısın gelecek nesillerimizi.....

***************

-    Vallahi deli oldular artık be Rifat.. 10 gün olmadı be gavvole.. Haçan da çark eddiñiz ölân...

-    N'oldu be Isseyin sabah sabah? Husol da duyacak partiden biceezi. Gavedeyik be, unudduñ?

-    Unutmadım gardaş.. Gonuşacayım bundan kelli.. Bunnar etti milleti masgara artık.. Çok şikâr artış verdiydiler asgari ücrete.. Oturdu seniñ efendiler patroncuklarınan da aldılar verdikleri artışın 124 lirasını geri.. Zaten özelde işleyenner onu da göremeycek manamucuklar. Nesdersiñiz be üç guruşdan... Biñ belañızı versin artık....!!!

***************

Geçen hafta meşhur Başgan'ın üç beş senede bir celallendiğinden bahsettiydik hatırlarsañız..

Yıkdı dökdü gancellileri, "doñmuş eti içeri sokmaycayık" dedi.

Evvelsi gün  bir hafdadır sövdüğü Baş Ebisdad'ınan toka etti, öpüştü, çekdi traktörleri Baş Ebisdadın kapusundan. "Vallahi Baş Ebisdad beni tatmin etti ama tarlalardan sorumlu Ebisdadın kapusunda daha bekleyceyik. Bu iş bitmedi" dedi. Dün "Ebisdadlar Kurulu"nun gararcıkları doğrudur. Doñmuş et da tamamdır. Hepsi 40 toncukdur. 20 toncuğunu bırakdık sürsünner piyasaya. Ağır ağır da öbür 20 toncuğu halledeceyik. Zaten bööyüük Ebisdad 'Rum’un etinin ne idüğü belli değil. Bizimki bir yerlerde kesilir ama Hollanda'dan gelecek. Avrupa standardındadır' dedi, biz da inandık. Yaşasın KA KA TC." dedi Başgan. 

Hade.. Biceez sene daha idare ediñ da yılların değişdiremediği Başgan gene gelecek. 

Sevgili sendikalar ve bööyüük muhalefet da sokaklara çıkmaya mahana arar zaten. 

Doñmuş devletin, doñmuş muhalefeti...

Sahde devletin siyasetinde gerçek  arardıñız?

Neydi olacağı..?

***************

Lefkoşa’da 50 yaşındaki bir sapık, 6 ve 7 yaşlarında yan yana yürüyen iki kız çocuğunu taciz etmekten 3 ayı geçmeyecek süreyle (!) cezaevine gönderildi. "Çocuğun cinsel istismarı ve KA KA TC'de ikâmet izinsiz bulunmak" suçlarından yargılanan sanık bir de utanmadan, " 4 çocuğum var. Bu yaşa kadar suç işlemedim. (!) Kıbrıs’a gelince alkol içmeye başladım. Burada her yerde içki içiliyor, serbest. Aslında yasaklansa böyle suçlar işlenmez" diye de pişkince savunma yapmış. Bu beyan üzerine de yargıç, "Özrün kabahatinden büyük. O zaman yasak olan ülkelere gidin" diyerek KA KA TC kanunlarına göre cezasını kesmiş.

Şimdi gel da sövme.. Övüne gerine 82'inci vilayet olduğuynan iftihar eddiğiñiz, anañızın memleketinden icazetsiz getirip, elini kolunu sallaya sallaya gezen  işsiz güçsüz, hırsız ve sapıklara halâ daha "gelen Türk, giden Türk" deyip da sahip çıkan bu gamaşalara sövmeyip da n'apacañ oğlum?

Gıbrızlı üç gişi galdık bunun içinde be arkadaşlar..

Dilimize, kültürümüze sahip çıkmazsak o üç gişi da yok olacak..

Haftaya  9 Haziran’da Avrupa Parlementosu seçimleri var. Gönlüñüzden geçen aday'a, yoğusa size en yakın aday'a lütfen oy veriñ. 

Gıbrızlı olarak "biz da varık be arkadaşlar" deyiñ. 

"Üç gişi da olsak biz varık ve var olacayık" deyebilmek içün demokratik hakkıñız olan seçimlere katılıñ.

Hade....!!!

Yusuf Nidai

1 Haziran 2024

[email protected]

Gayle: Endişe, tasa, sıkıntı

Fetva: Bir işin yapılmasına olur vermek

Haçan: Ne vakit, ne zaman

Masgara: Onursuz, soytarı, rezil

Şikâr: Önemli, yararlı, güzel, işe yarar

Manamu: Zavallı

Mahana: Gerekçe, bahane

Gamaşa: Aptal