Sokaklar o sokaklar mı –değil-

Ya caddeler -onlar da değil-

Peki, artık neresi burası? Yarım kalmış çeyrek adanın hangi köşesi bu köşe ki şu an duruyorum üzerinde ve üzerinde miyim bu kara parçasının ki parça parça olmuş bağrı çoktandır karalandı.

Sokağa çıkma korkusu, bastırdı ekmek kokusunu ve fırınlar bir bir kapatıyor bacalarını, oysa ekmek şart her boğaza. Oysa hepimizin derdi ekmek kavgası.

Sağın solun ortanın kavgası, ekmek kavgasını solladı fakat kesinlikle solla hiçbir ilgisi yok artık kavgaların.

Horoz dövüşü misali; her dövüşen horoz. Herkesin çöplüğü aynı. Kimse kendi çöplüğünde ötemese de ve saate bağlı olmasa da bu ötüşler ne de güneşe..

Kapkara bulutlar yağmur için gelmiyor bu kente, bu kent zaten kendinde değil.

 

Evler aynı evler mi -değil-

Ya sekiler -onlar da değil-

Kaldırım olmuşlar bordürlü hem de, sekiler yok artık bu yaşadığımız dönemde. Oturup da kenarına izleyemezsiniz top oynayan çocukluğunuzu çünkü doğduğunuz evler çoktan yıkıldı. İçinizde hâlâ sapasağlam boyalı duruyorsa bu bir illüzyon olmalı ve kesinlikle sizin şu anki döneminize ait değil.

Sokakların evlerinde kurşunlar dökülürdü eskiden ve benzetilirdi türlü türlü şekillere ve nazar çıkardı inanca göre. Şimdi kurşunlanan evler var ve kurşunlar şekil almış geçiyor başımızın üstünden. Bugün kimi vuracaklarının hesabını yapanlar, dün kimleri vurmadılar... Bu silahlar, bu eller, bu kurgu ve düzen kesinlikle bize ait değil.

 

Ağaçlar aynı ağaçlar mı -değil-

Ya şu dağlar -onlar da değil-

Ne ağaçlarımız kaldı adaya ait ne meyveler, ne ağaçların kokuları geliyor burnumuza eskisi gibi ne de olmayan ağaçların olmayan meyvelerinin kokusu. Tane misali hesaplar yaparken tanesiz meyveleri, bu tropik ağaçları çoğaltmak kimin fikrindi; yerli fidanları yok etme pahasına ve meyvesiz bırakma pahasına yoldan geçen çocukları. Göz hakkı yok artık, söz hakkı da yok. Herkes herkesi istediği gibi konuşur; ister değerli sıfatlara sahip olsunlar ister olmasınlar. Herkes herkese göre değersiz artık. Kayda değerler, kayıt altında tutarken değerli varlıkları; onlar ki kendilerine göre sınıflar canlıları, içlerinde tutmazlar hiçbir kaygıyı. Kaygısız şekilde yaşarlarken gaile çekenler daha doğarken başladılar istiflemeye çile koşullarını. Bu yüzden her insan aynı mı -değil-

 

Tüge Dağaşan