Ismarlama Emanet Sevinçler Anestezisiz Ampüte
Büyük bir yalan ve yanılsama. Büyük ihanetler. Büyük işgüzarlıklar. Büyük haklar, haktan hakkın hakkını verip hakka susayanlar.
Hızını alamayıp her çorbada benim de zehirim olsun diyenler. Caniler, masumlar, huzursuz yürek.
Üşenmeyenler, üşenenler. İşine geleni mazi, işine gelmeyeni kaderin bir oyununa dönüştürenler. Alınyazıcılar. Yasa koyucular. Kısa hafıza, uzun hafıza ve ikisi ortasında bile kaybolamayanlar. Dilde uzlaşamayanlar. Karar kılanlar. Dile yanaşamayanlar.
De ve da'lar...
Herkesin huzur bütünlüğünü korumaya çalışırken huzuru kaçanlar. İtibarsızlaştırılanlar, iftira atanlar. Aklınızdan ve duygularınızdan şüphe etmeniz için tüm koşulları sağlayanlar.
Karşılaştırmaya gidiyorum kendimi anestezisiz ampüte edilen çocuklarla...
Senin nereden, ne zaman geldiğini ve gittiğini bilmiyorum ama Haziran’ın ilk günüydü belki ve Yaz’ın başlangıcı kendini çok belli etmişti istemeden.
Yaz biraz utangaç olmalıydı ilk başta ki yapacağı bütün kötülüklere saygı duruşunu hak etsin.
Yaşatacağı cehennem alevlerini özgür kılsın, bölüştürsün eşitçe. Tek bir bedene atmıştı ateşini yaz oysa isteyerek…
Haziran’ın ilk günü yazmak bile anlamsızdı, herkesin dil cambazı olduğu bir yerde şiir yazmak anlamsızlaşmıştı...
Uzaktan bakınca yazılmıştı hayatın felsefesi, Haziran gibi yüzü vardı ve yüzsüzlüğe hazırdı.
Nisan ve Mayıs’tan aldığı hazza güvenerek hizaya gelecekti... Hiçbir yerde ve her yerde olmaya değecek bir gündü. Ertesi gün, dün diye bahsedecektik senden, ne kadar güzel geçtiğinden ve uzun bir süre kurtulamayacaktık etkisinden.
Sabah kalktığımızda plan yapacaktık ve hatırlayacaktık ne kadar da çok istediğimizi: her günün Haziran gibi bakmasını ve deliksiz uykudan kalkmayı...
Yolda yürürken hiç beklemediğimiz bir anda burnumuza gelen o güzel karanfil kokusunu ya da o an adını bulamadığımız-aklıma gelince sana söyleyeceğim dediğimiz anları- yani Haziran’ın ilk gününü ve satıraralarını...
Sığdıramadığımız o ilginç duyguları, Ankara’da, babamın eline aldığı çakmak, hep yüzünde milyonlara iyi olduğu sözünü veren ifade, bakmak istemediğim, uyuştuğum, bayıldığım o an.
Uzun uzun bakınca ve yaklaşınca albenisini kaybeden yaz heyecanı ısmarlama emanet sevinçler sessiz bir çığlık, çalsın davullar zurnalar…